AW-11401858615
Çocukların Kaygı ve Korkularında Baş Edebilmeleri İçin Ebeveyn Önerileri
Son günlerde hem ülkemizde hem de tüm dünyada etkili olan Corona Virüsü sonucu yetişkinler ve çocuklar belirsiz bir sürecin içinde olmaları nedeniyle farklı düzeylerde kaygı ve korku yaşayabilmektedir. Bu da bireyleri stres barındıran düşüncelere dalmasına neden olmaktadır. Bizleri ve çocukları kısır döngüye sokan ve kötümser bir ruh hali içerisinde olmamıza neden olan bu düşünceleri ve duyguları kontrol edebilmek, psikolojik sağlamlığımızı güçlendirmekten geçmektedir.
Bu süreçte yetişkinler kendi yaşam deneyimlerindeki örneklerden faydalanarak, olumsuz duygular ile baş edebilecekleri yöntemler bulabilmekte veya bu konuda destek isteyebilmektedir. Çocukların deneyimleri henüz sınırlı olduğu ve olumsuz bir gündem ile baş etme konusunda bir tecrübeleri çok fazla olmadığı için, çocuklar korku ve kaygılarını daha yoğun yaşayabilmektedir. Çünkü çocuk okuldan, yani sosyal desteğinden uzak kalmıştır. Aynı zamanda belirsizlik içerisindeki anne ve babasını gören çocuğun kafasında cevap bulamadığı birçok soru olacaktır.
Çocuklar için anne ve babaları, ilk deneyimlerini paylaştığı bireylerdir. Çocuk, ailede sosyal ilişkileri ve günlük yaşamda karşılaşabileceği problemlerle nasıl baş edebileceklerini öğrenirler. Anne ve baba çocuğun dış dünyaya açıldığı bir kapıdır. Bu kapının güvenli olması en temel ilkelerden birisidir. Bu nedenle çocuğun öncelikle bu süreçte kendisinin ve ailesinin güvende olduğunu bilmesine ihtiyacı vardır. Çocuklar her ne kadar kendisini güvende hissetse de ebeveynlerini kaybetme ya da onlara bir şey olacağı düşünceleri çocukta korku ve kaygı yaşamasına neden olabilmektedir.
Ebeveynler çocuklarına duygularını açık bir şekilde ifade edebileceği ortamlar yaratması, çocuğun kendisini rahat bir şekilde aktarabilmesi önemlidir. Bu zaman dilimlerinde ebeveynlerin kendi duygularını nasıl kontrol edebildiğini, karşılaştıkları problemlerde nasıl çözümler ürettiklerini ve alternatif yolları nasıl bulduklarını çocuklarıyla paylaşabilirler.
Anne ve babaların yaşadıkları durumlara ve kişisel deneyimlerine verdiği fiziksel ve duygusal tepkiler çocuklar için birer rehber kaynağıdır. Öncelikle anne ve baba kendi içinde yaşanılan durumla ilgili verdiği tepkilerini fark etmeli ve bunların çocuk üzerindeki etkilerini gözlemlemelidir.
Çocukların hayal gücü ve olaylar arasındaki kurdukları bağlantılar düşündüğümüzden daha zengin olabilmektedir. Çocuklar anlayamadığı veya anlamlandıramadığı bilgiler karşısında belirsizlik yaşayabilmektedir. Bu nedenle çocuğunuzun aklındaki tüm soru işaretlerine basit, kısa ve net bilgi vermek büyük önem taşımaktadır. Bunu yaparken ses tonunuza, duruşunuza ve vücut hareketlerinize dikkat etmelisiniz. Çocuklar anne ve babalarının ifade ettiği cümlelerden çok, bunların nasıl ifade edildiğine odaklanmaktadır. Bu nedenle duygu, düşünce ve davranışlarınızla kurduğunuz cümleler paralellik göstermelidir.
Çocuğunuzun günlük yaşam içerisinde, sosyal meyda veya televizyondan birçok bilgiye erişme şansı vardır. Bu nedenle olumsuz bilgilerden tamamiyle onu koruyamayacağınız için, içerikleri sınırlandırabilirsiniz. Televizyonun her an açık olması veya sosyal medyadaki her bilgiyle çocuğunuzu baş başa bırakmak yerine, belirli zaman dilimlerinde çocuğunuzla birlikte onun ulaşabileceği bilgileri birlikte değerlendirebilirsiniz. Bunu yalnızca günün belli bir zaman diliminde yapmaya özen gösterin. Günün diğer zaman dilimlerinde ise çocuğunuzun bu konudaki duygu ve düşüncelerini gözlemleyin, olabildiğince günlük yaşam rutinine dönmesini sağlayın.
Çocuğunuzun size yönelttiği sorulardan kaçınmayın. Aksine çocuğunuzun soru sorduğu konuya ilişkin var olan bilgilerini öğrenin ve ona ‘’Ben de seninle bunu konuşmak istiyorum, tüm bunları nereden öğrendin?’’ şeklinde sorular yönelterek onunla iletişime geçin. Okulların tatil olması, virüs salgını gibi durumlar hakkında vereceğiniz bilgilerde kullandığınız dilin çocuğunuzu endişelendirmemesine dikkat edin. Bu durumlarda kullandığınız dil çok önemlidir. Bütün dünyayı etkileyen bir salgın sebebiyle okula gidemiyor olmak küçük yaştaki çocuklar için korku ve kaygı nedeni olabilir. Bunun yerine grip benzeri bir hastalığın tehlikelerinden korunmak için bir süre okula gidemeyeceğini, bu süreçte ev içerisinde bazı önlemler alınması gerektiğini(temizliğe dikkat etme gibi) ve kapalı yerlere/kalabalık ortamlara gitmenin uygun olmayacağını anlatabilirsiniz.
Tüm bu süreç içerisinde çocuğunuzun davranışları, uyku düzeni ve yemek yeme iştahını gözlemleyin. Bu durumlar arasında daha önceki zamanlara göre bir farklılık olup olmadığına bakın. Gözlemleyeceğiniz bu farklılıklar aslında çocukların yaşadıkları kaygı veya korkularını ifade etme yollarından birisi olabilir.
Ev içerisindeki planlayacağınız etkinlik içeriklerini zenginleştirebilirsiniz. Ailecek yapılacak etkinlikler, çocuğunuzun kendisini güvende hissetmesine olumlu destek sağlayacaktır. Kitap okuma, film izleme, spor yapma, puzzle, yemek hazırlama gibi ortak aile saatleri oluşturabilirsiniz. Çocuğunuzla birlikte oynayacağınız oyunlar hem onunla iletişim kurmanıza yardımcı olacak hem de onu daha yakından tanımanız için bir fırsat oluşturacaktır.
Bu süreçte ailecek zihninizden geçen düşünceleri fark etmeyi ve onları kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Gökyüzü gibi kocaman ve sınırsız olan zihninizde olumsuz düşüncelerin birer bulut olduğunu ve onların gelip geçici olduğunu unutmayın. Zihninizi ve bedeninizi rahatlatmak için sizlere iyi gelen etkinlikler yapmaya özen gösterin. Bu etkinlikleri yapmakta zorlanıyorsanız; nefes egzersizleri, beden farkındalığı gibi mindful olmanızı sağlayabilecek egzersizler yapın. Tüm bu süreç içerisinde beslenmenize ve uyku düzeninize özen gösterin. Size endişe veren durumlarda destek alabileceğiniz bir yakınınızla iletişime geçin; telefon konuşmaları yapın veya görüntülü konuşun.
Yaşanılan durum her ne olursa olsun sizin kontrolünüz dışında gerçekleşiyor olsa da sizler kendi yaşamınızı, duygu - düşüncelerinizi ve doğal olarak çocuğunuzun yaşamını kontrol edebilirsiniz. Bu sürecin geçici olduğunu ve gerekli önlemler alındığında bir tehdit oluşturmadığını unutmayın. Sosyal izolasyon çocuğunuzla verimli zaman geçirip onu çok daha yakından tanıyabileceğiniz, aynı zamanda onun da sizi tanıyabileceği önemli bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmeye ve geleceğiniz için güzel anılar biriktirmeye, birbirinize destek olmaya odaklanın.
Unutmayın; çocuklarınız için değerlendireceğiniz veya fırsata dönüştüreceğiniz bu dönem çocuğunuzun stresli durumlar ile nasıl baş edebileceğine bir örnek oluşturacaktır. Çocukların gizli kahramanları olan anne babaların yapıcı tavırları ve besleyici olarak kullandıkları iletişim dili, çocukların kaygı ve korkularını kontrol etmesine yardımcı olacaktır. Sizler anne baba olarak, psikolojik sağlamlığınızı güçlendirirseniz, çocuğunuz da sizinle birlikte bu süreçten bir kahraman gibi çıkacaktır.
Psikolog Tuğba Aldemir
ERD PSİKOLOJİ